Yaşlanma sürecini yavaşlatma ya da tersine çevirme amacıyla uygulanan yöntemler anti aging olarak adlandırılır. Anti aging tedaviler sayesinde cilt yenilenir, hormonlar dengelenir ve yaş almaya bağlı hastalıkların önlenmesi hedeflenir. Hormonlardaki azalmalar, serbest radikaller, cildin UV ışınlarına maruz kalması, stres, sağlıksız beslenme, sigara kullanımı ve hareketsiz yaşam gibi unsurlar yaşlanmanın temel nedenleri arasında sıralanabilir. Cilt çevresel faktörlerden ve yaşam tarzı alışkanlıklarından doğrudan etkilendiği için yaşlanma belirtilerinin en çok görüldüğü organ olma özelliğine sahiptir. Yaşlanma sürecini durdurmak mümkün olmasa da, çeşitli yöntemlerin kullanılması yoluyla yavaşlatmak mümkün olabilir. Anti aging tedavilerin uygulanması yoluyla hücrelerin enerjisi artırılabilir ve cildin yaşlanma süreci yavaşlatılabilir.
Anti Aging Nedir?
Yaşlanma insan yaşamının doğal süreçlerinden biridir. Yaşlanmayla birlikte cildin elastikiyetini kaybettiği ve cilt kırışıklıklarının oluşmaya başladığı görülebilir. Bu aşamada hayatımıza dahil olan anti aging kavramı, yaşlanmayı önleme ve yaşlanmanın olası etkilerini minimize etme anlamında kullanılır.
Özellikle son dönemlerde anti-aging tedavi yöntemleri sıklıkla kullanılmakta, farklı yaş gruplarında artan bir popülerliğe sahip bulunmaktadır. Kişi özelinde planlanan ve alanında uzman doktorlar tarafından uygulanan anti aging tedaviler sayesinde yaşlanmanın ciltte neden olduğu etkiler yavaşlatılabilmekte ve azaltılabilmektedir. Bu aşamada önemli olan tedaviyi uygulayan doktorun uzmanlığı, anti aging tedavi sırasında kullanılan ürünün içeriği ve kalitesidir.
Anti Aging Tedavilere Kaç Yaşında Başlanır?
Anti aging tedaviler denilince çoğu kişinin aklına ileri yaş gruplarında başvurulması gereken medikal estetik prosedürler gelse de, bu doğru değildir. Genetik etkenler ve yaşam tarzı alışkanlıkları gibi nedenler dolayısıyla yaşlanma etkileri her bireyde farklı şekilde ortaya çıkabilir. Üstelik genç yaşlarda uygulanan anti aging tedaviler sayesinde yaşlanmanın ciltte ortaya çıkaracağı olumsuz etkileri önlemek mümkün olabilir.
Anti aging tedavilerden faydalanmanın yanı sıra bazı yaşam tarzı değişiklikleri yaparak yaşlanmanın etkilerini azaltmak mümkündür. Bu kapsamda alınabilecek önlemler şu şekilde sıralanabilir:
- Düzenli egzersiz yapmak,
- Sağlıklı bir beslenme programı uygulamak,
- Yılın her mevsimi yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanmak,
- Cilt bakım rutininde cilt tipine ve ihtiyaçlarına uygun ürünlere yer vermek,
- Alkol ve sigara tüketimini sınırlandırmak, mümkünse bırakmak.
Yüzdeki Yaşlanma Belirtileri Nelerdir?
Doğal yaşlanma sürecinin etkileri vücutta olduğu gibi yüz bölgesinde de görülür. Hatta yaşlanma belirtileri en çok yüz bölgesinde görünür bir hale gelir. Yüzde ortaya çıkan yaşlanma belirtilerini aşağıda görüldüğü şekilde sıralamak mümkündür:
- Alın, üst dudak, göz çevresi ve yanak bölgesinde kırışıklıklar,
- Göz altı bölgesinde torbalanmalar,
- Yer çekiminin etkisinde bağlı olarak alt ve üst göz kapaklarında, yanaklarda ve gıdıda ortaya çıkan sarkmalar,
- Güneşin ya da yaşlılık sürecinin neden olduğu lekelenmeler,
- Su kaybına bağlı olarak cildin matlaşması, tazeliğini ve elastikiyetini kaybetmesi,
- Burun ve dudak, ağız ve çene, yanak ve dudak ile göz ve burun arasındaki olukların derinleşmesi,
- Yüz bölgesi derisinin tamamında incelme, gerginlik, yumuşama ve direnç kaybına bağlı olarak görülen deri gevşekliği,
- Çene, göz çevresi, boyun, dudak ve elmacık kemiği bölgelerinde kontur kaybı yaşanması.
Cilt Yaşlanması Nasıl Geciktirilir?
Ciltteki yaşlılık belirtilerinin pek çok farklı yöntemle kontrol altına alınması mümkün olabilir. Ancak her belirti özelinde uygulanacak tedavinin farklılaşması söz konusudur. Bu nedenle hasta özelinde planlama yapılmalı ve tedavi uygulanmalıdır.
Ciltte lekelenmeler başladığı takdirde vakit geçirmeksizin uzman bir hekime başvurulmalıdır. Güneş lekelerinin sağlık sorunları ve yaşlanma dışında bazı problemleri işaret etmesi mümkündür. Lekelenme oluşumunu önlemek için en az 30 koruma faktörlü güneş kremleri kullanılmalıdır. Mevcut lekeler için ise C vitamini, alfa hidroksit asit ve benzeri bileşenlerin kullanıldığı tedavi prosedürlerine başvurulabilir.
Ellerdeki yaşlanma belirtilerini önlemek için eller düzenli bir şekilde nemlendirilmelidir. Göğüs bölgesindeki lekelenmelerin ve yaşlanma belirtilerinin temel nedeni de güneşin zararlı ışınlarıdır. Bu nedenle dekolte bölgesinde de en az 30 faktörlü güneş kremi kullanılmalıdır. Kuru cilt tiplerinde yaşlanma sürecinin daha hızlı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle kuru cilt tiplerinin nemlendirilmesine ve bol sıvı tüketilmesine özen gösterilmelidir.
My Shape Elixir Kullanmanın Avantajları
Son zamanların en çok tercih edilen mezoterapi ürünü olan My Shape Elixir yenilikçi ve titiz AR-GE çalışmaları neticesinde oluşturulmuştur. My Shape Elixir’in formülünde glutatyon, hyaluronik asit ve PLLA (Poli L-Laktik Asit) dahil olmak üzere 41 farklı bileşen bulunur.
My Shape Elixir’s en önemli bileşenlerinden biri olan PLLA, ciltteki fibroblastı yenileme özelliğine sahiptir. Yenilenen fibroblastlar ise kolajen sentezini ve elastin üretimini tetikleme görevini üstlenirler. Bu da cilt yaşlanmasını önleme avantajı sağlar.
Mezoterapi uygulamalarında kullanılan diğer etken maddelerden farklı olarak PLLA daha uzun süre kalıcı etkiler sağlar. Bunun altında yatan neden ise vücudun PLLA mikrokürelerini kademeli olarak emmesi ve geride kalan yeni üretilmiş kolajenin sonuçların korunmasına yardımcı olmasıdır.
My Shape Elixir titizlikle hazırlanan özgün formülü sayesinde özellikle göz altı torbalarında ve morluklarında hafifleme, aynı zamanda göz altı çizgilerinde azalma sağlar. Formüldeki bileşenlerden biri olan PLLA; ciltteki kolajen üretimini uyarır, substrat oluşumunu teşvik eder ve cilt sağlığı için gereksinim duyulan besinleri sağlar. Glutatyon yalnızca bağışıklık sistemini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda pigmentasyonu azaltır ve cilt beyazlamasını artırır. Amino kompleks ise ciltteki nem miktarını korumaya, cilt dokusunu ve elastikiyetini iyileştirmeye yardımcı olur. Hyaluronik asit ciltteki nemin artışını ve devamlılığını sağladığı gibi cilt elastikiyetinin ve parlaklığının artmasını da destekler. Yine My Shape Elixir’in bileşenlerinden biri olan C vitamini ise cilt lekelerini giderme, cilt oksidasyonunu ve inflamasyonunu önleme özelliğine sahiptir.
Anti Aging Uygulamalarda PLLA’nın Etkisi
My Shape Elixir sahip olduğu özel formül sayesinde anti-aging yani yaşlanma karşıtı olarak sıklıkla kullanılır. Etkili ve doğal sonuçlar sağlayan My Shape Elixir aynı zamanda elde edilen sonuçların daha uzun süre kalıcı olmasına yardımcı olan formülüyle uzmanların ilk tercihidir. Diğer anti-aging tedavilerde kullanılan hyaluronik asit içeriklerinin sağladığı etki genellikle 6 ay süreyle kalıcılığa sahiptir. PLLA’nın etkileri ise 48 hafta ve daha uzun sürebilir. My Shape Elixir’in bu etkisini sağlayan ise PLLA mikrokürelerinin vücut tarafından kademeli bir şekilde emilmesi, aynı zamanda geride sonuçların kalıcılığını korumayı sağlayacak yeni üretilmiş kolajenin kalmasıdır.
My Shape Elixir’i diğer anti aging prosedürlerinden farklı kılan özellik, daha kademeli bir yaklaşım benimsemesidir. Tedavi sürecinde, kolajen üretiminin daha doğal ve kademeli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan bir dizi enjeksiyon yapılır. Bunun sonucunda hastalarda daha doğal bir görünüm ve daha uzun süre kalıcı bir etki elde edilir.
My Shape Elixir göz altı torbalarında ve morluklarında hafifleme, aynı zamanda göz altı çizgilerinde azalma sağlar. Bu sayede tüm yüz bölgesinin daha iyi bir görünüme erişmesine yardımcı olur. Kolajen üretimini uyaran PLLA cilde ihtiyacı olan besinleri sağlamasının yanı sıra substrat oluşumunu da teşvik eder. Glutatyon pigmentasyonu azaltır, böylece ciltteki ton farklılıkları giderilir. Amino kompleks ise ciltteki nem miktarını korur. Ayrıca cilt dokusunun ve elastikiyetinin iyileşmesi sürecini doğrudan tetikler.